Ekonomi, siyaset, toplumbilim, hepsinin kesiştiği yerde insan var.
İnsanın kesiştiği nokta ise kendi benliği,
Kişiliği ahlakı v e anlam dünyası.
İnsan; hayatın anlamını kavrayabildiği kadar insan,
Kalabalıklar içinde sadece maddi değil,
Manevi varlığını koruyabildiği kadar v a r.
Tüm değişkenler içinde kendi varlığını,
Doğru anlamlandırdığı kadar bütünlük arzediyor.
Aksi halde dağılmış toplumsal yapı içinde, Varlık ve anlam açısından değerler, Hiyerarşisinde kendine bir yer edinememiş..
Olmanın verdiği b o ş l u k l a malul…
Anlam yitimi bir hiçlik anlamına gelmiyor hiç şüphesiz.
Ama beşer’le insan olmak arasında,
Cehaletle hikmet arasında kısacası;
Bilmekle bilmemek arasında büyük bir uçurum var.
Bugün o uçurumda öğütülen canlı türü;
İ n s a n ,
Kendi vahşetiyle kendini mağdur eden,
Kendi cehaletiyle kendini bitiren…
Kendi zevkleriyle kendini yok eden canlı;
Kendi açtığı çukura kendini gömen;
Kâbe’yi değil kendini tavaf eden insan…
İnsan türüne varlığın ve hayatın yüklediği anlamla popüler insan arasında öyle büyük bir fark var ki…
Popüler insan, modern insan, robot/mekanik insan, ruhsuz insan, bedenen karnı tok sırtı pek ama ruhen a ç insan…Ontolojik olarak varlığın gözbebeği insan…
Tüm varlığıyla yaralanmış berelenmiş insan…
İlâhi açıyla bakıldığında;
A l l a h ı n ‘ın kulundan vazgeçmediği,
Bilinen elinden tutulası i n s a n . . .
Tüm ızdıraplarına açmazlarına…
Tutarsızlıklarına rağmen insan yine insan… İnsana özündeki tüm güzelliklerle insan olduğunu hatırlatan,
İnsanı; i n s a n c a yaşamaya davet eden, Kulağına insan olmaya dair kar suyu akıtan her çaba,
Bugün alabildiğince yüceltilmeye değerdir. Yeter ki; doğru bilgi, doğru ölçü, doğru değerlerle
B ü t ü n Krizlerin üstünde ruhun krizi…
Yeniler
Yazgulu
Etiketler